28 Aralık 2010 Salı

KEYFİMİN KAHYASI

Keyfin yoksa yemek yapamazsın; yapsan da birşeye benzemez. Keyfin yoksa yemek de yiyemezsin; yaşamak için yesen bile tadını alamazsın. Keyfim yok! Sadece uyku ile beslenmek istiyorum bir süre...

21 Aralık 2010 Salı

KIRMIZI ETİ NASIL MARİNE ETSEK?

Kırmızı eti çok sevmem; yerim mecburen ama bayılmam. Bahsettiğim parça et; yoksa köfte falan yerim tabii, hem de bayılarak... Koyunun ve kuzunun yanından geçemem ne yazık ki... Biftek falan yiyeceksem de öyle sadece kekikle pişenini değil mümkünse uzun uzun marine edilmiş olanını tercih ederim ve de çok yumuşak ve hiç yağı olmayanını... Şöyle birşey denedim, bence çok güzel oldu ;)

Miktar verememekle birlikte malzemeler:
Biftek ve ya entrecote
Süt
Kuru soğan
Zeytinyağı
Belki biraz Tabasco sos

Hazırlanışı:
Soğanları ince halkalar halinde doğrayın. Kapaklı bir kabın dibine sırasıyla soğan halkaları, süt, biraz yağ ve biftek dilimlerini bu sırayla kat kat dizin. Dizme işi bittiğinde süt etlerin üzerini kapatmış olsun. Kapağı kapatıp etleri buzdolabına atın ve 24 saat dinlendirin. Pişirmek için ızgara tavasını (mümkünse dökme demirden) biraz yağlayıp kızdırın ve pişirin. İçi sulu ve kırmızı olsun derseniz çok harlı ateşte; yok benim gibi iyi pişmiş seviyorsanız da nispeten orta halli bir ateşte pişirip servis edin.

14 Aralık 2010 Salı

KIŞ ÇORBASI

...şu ara nedense herşeye bir yorum katıyorum, enteresan bir şekilde de çok şahane oluyor. Bu da mercimek çorbası yapmak üzere yola çıkılmış, tamamen uydurma bir tarif ama sebze severler için lezzet garanti ;)

Malzemeler:
1 çay bardağı sarı mercimek
1 adet havuç
1 adet minik kereviz ve yeşil sapları
1 küçük patates
1 orta boy soğan
1 tatlı kaşığı tereyağı
Su (Et ve ya tavuk suyu da olur ve hatta daha bile güzel olur sanırım)
Tuz
Karabiber (tane olsa daha iyi, rengi dönmesin, acı olmasın diye)

Hazırlanışı:
Tereyağı ve karabiber dışındaki bütün malzemeleri gelişigüzel doğrayıp (kereviz saplarını ise elle kopartıp) tencereye atıp üzerine 1 lt kadar su ekleyin. Havuç ve kereviz yumuşayıncaya kadar kaynatın. Malzemelerin görünüşünden piştiğini anlarsınız zaten. El blenderi ile pürüzsüz olana kadar bızzzttt :) Üzerine tereyağı ve karabiber ekleyip bir taşım daha kaynatın, çok koyu ise sıcak su ile açın. E hazır :))

13 Aralık 2010 Pazartesi

ASYA USULÜ SEBZELİ TAVUK ("STIR-FRIED" :) CHICKEN & VEGETABLES)

Haftasonu yaptık, çok lezzetli oldu :)

Malzemeler (4 kişilik)
10 parça tavuk kalça şiş (kuşbaşı doğranmış)
2 adet kırmızı biber
2 adet kabak
2 adet havuç
1 iri kuru soğan
3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı zencefil (mümkünse taze, yoksa toz)
1 çorba kaşığı bal
Soya sosu
Tabasco sos
Zeytinyağı (varsa biraz susam yağı)

Hazırlanışı:
Tüm sebzeleri uzunlamasına (julyen) ince ince doğrayın. Soğanlar da iri iri yarım ay şeklinde doğransın.
Vok tava içinde yaklaşık yarım çay bardağı zeytinyağını kızdırın. Pişme sırasına göre, önce havuçları, sonra biberleri, kabak ve ardından soğan, sarımsak ve zencefili ilave edin. Sebzelerin diri kalması için ateş harlı olmalı.
Bir başka kızgın (yağsız) tavada ise eşzamanlı olarak tavukları soteleyin, ta ki suyunu salıp sonra tekrar çekip yağına inene kadar.
Sebzeler ve tavuklar ayrı ayrı piştikten sonra, hepsini vokta bir araya getirin. Yarım çay bardağından biraz daha fazla soya sos, 1 çorba kaşığı bal ve dilediğiniz kadar tabasco sos ilave edip kuvvetli ateşte soya sos çekilene kadar soteleyin. Bu kadar :)

4 Aralık 2010 Cumartesi

Krep Sabahı

Hayır yani, arkasında duramayacağın sözü neden verirsin? Krepli sabah kahvaltısı! Buyur burdan yak! Ne malum tersinden mi düzünden mi kalkacaksın, bakalım kahvaltı etmek isteyecek misin? Evde süt olmayıp, 3. sabah kahveni dahi sütsüz içtiğin böyle lanet (ve dahi nalet) bir sabaha söz vermek neden? Söz verdiğim kişi, sözüm sana değil, sori :)) Kahvaltı riskli bir davet, bunu bilir bunu söylerim :S

Ademler & Havvalar (:

ŞARAP MANTARI

Şaraptan anlar mıyım? Hmmm, çok değil; sadece ne sevdiğimi bilirim, demi-sec içemem mesela, illa sec olacak, tatlı asla olmayacak, çok taze olmayacak, mümkünse servis edilmeden biraz havalandırılmış olacak (nerdeee) falan filan (Regina Filangee vs Phoebe Buffay :)) Sofra şarabı ise biraz "ne çıkarsa bahtına" grubunda; bu konuda Kayra olayı çözmüş gibi... Şarabın bir de stres dolu mantarı vardır :)) Yıllanmak üzere üretilen şaraplarda son derece elzem ve fakat sofra şarapları için (bence) son derece gereksizdir. Bildiğim kadarıyla da soyu tükenmekte ve bulunması da her geçen gün daha zor olan bir türdür. Bundan sebep, aklı başında şarap üreticileri, belli başlı şaraplarında twist off kapak ve ya plastik mantar kullanmakta... Nispeten ucuz sofra şaraplarında, mantar kırıldı şaraba karıştı, şarap buram buram mantar kokuyor gibi durumlar da olmuyor böylelikle... Bir de bu aralar şarap alırken yılına bakın, 2007 üretimli olanlardan kötü olanına denk gelmedim neredeyse... Frontera Cabernet Sauvignon'un da her daim hastasıyız :)) A votre santé!!!

3 Aralık 2010 Cuma

HALKA ARZ :)

Blogumu halka arz etmeye karar vermiştim ki, Facebook'tan bir seferde sadece 20 kişiye mesaj gönderilebildiğini farkettim. Mesajımı da yazmıştım ne güzel :S

Dear All,


Herkesin yapmayı en çok sevdiği, iyi yapabildiği, yaparken çok mutlu olduğu, kendini ifade edebildiği bir ya da birçok şey vardır şüphesiz... Bazılarınızın bildiği gibi benimki "yemek yapmak" :) Yaklaşık 9 aydır, yaptığım yemekleri yazdığım bir blogum var benim. Şu hayatta aşçı olamadım bari yaptıklarımı yazayım diyerek başladım yazmaya :) Ve artık, bunca zamandır kendime sakladığım ve sadece birkaçınızın haberi olan blogumdan siz de haberdar olun istiyorum. Karakedinin Mutfağı :) www.karakedininmutfagi.blogspot.com'dan izleyebilirsiniz. Hemen izlemeye başlarsanız haftasonu için enfes bir Sangria tarifine ulaşabilirsiniz mesela :)

Sevgiler herkese,

Nihal (Kara Kedi:))

29 Kasım 2010 Pazartesi

BROKOLİ ÇORBASI

Şahane oldu! Buradan buyrun :)

Malzemeler:
1/2 kg brokoli
2 çay bardağı su
500 ml süt
1 çorba kaşığı tereyağı
1 çorba kaşığı un (çok da tepeleme olmasın)
Tuz, karabiber

Hazırlanışı:
Brokolileri bir süre sirkeli suda bekletip iyice sudan geçirdikten sonra gelişigüzel birkaç parçaya bölün ve üzerine 2 çay bardağı su ve bir miktar tuz ile haşlayın. Brokoliler yumuşayınca el blenderi ile püre haline getirin (suyunu süzmeden). Bir başka tencerede tereyağını eritip üzerine unu ekleyerek bir süre kavurun. Unun kokusu çıkınca üzerine brokoli püresini ve sütü ilave edin ve kaynayıncaya kadar karıştırın. Eğer çorba çok kıvamlı ise, bir miktar (istediğiniz koyuluğu elde edene kadar) sıcak su ile açabilirsiniz. Son olarak tuz ve karabiberi ilave edip tekrar el blenderi ile biraz daha karıştırın (buna çok da gerek yok ama benim gibi paranoyaksanız her konuda işinizi bu şekilde garantiye almış olursunuz).
Not: Krema ile de yapılabilir ama ağır olur sanki...

15 Kasım 2010 Pazartesi

JAMBON VE KUŞKONMAZ KANAPE

Hızlı bir aperitif önerisi daha... Diyelim ki peynir tabağı hazırladınız ve biraz da et ilave etmek istediniz ama gelişigüzel sunmak istemediniz. Konserve kuşkonmazları birer dilim dana jambonun arasına koyup rulo şeklinde sarın, iki ve ya üçe bölüp birer kürdan saplayın. Kuşkonmaz sevmeyenler ve ya bulamayanlar jülyen doğranmış kornişon turşu (mümkünse Alman tipi, tatlı olanlardan) ile de aynı şeyi yapabilir.
Başka bir öneri olarak da, biraz füme dilin arasına dil peyniri ve ya taze kaşar peyniri sararak da tabağa ilave edebilirsiniz.

Uno Çıtır Kıtır & Sütaş Süzme Peynirli dip sos

Mısır gevreği ile servis etmeyi sevdiğim son derece basit bir dip sos vardır. İstenilen ölçüde labne peyniri çok az süt ile açarak içine de bir miktar sarımsak tozu ilave ederek elde edilir. Peynir canavarı olarak piyasaya çıkan tüm peynirleri denerim genelde. Son keşfim ise Sütaş süzme peynir. Kimileri taze peynir sevmez, aslında ben de bayılmam, o yüzden de market rafında gördüğümde, deneme amaçlı en küçük boyundan aldım. Pınar beyazdan daha kıvamlı, gerçekten de hem sürülebilen hem de küp küp doğranıp salataya ilave edilebilecek çok lezzetli bir peynir çıktı. Çok tuzlu da değil, o nedenle cheesecake'e de yakışabilecek lezzet ve kıvamda hem de... Küçük paketten 4 kare (kibrit kutusu) çıkıyor. Dip sos için:
2 kare peynir
2 dolu kaşık süzme yoğurt
Varsa 1 çay kaşığı sarımsak tozu
Pürüzsüz bir kıvam elde edene kadar karıştırın ve dip sos hazır!
Doritos'a alternatif ve çok daha masum yeni keşif ise Uno Çıtır Kıtır. Tüm marketlerin ekmek raflarının yakınında bulmak mümkün. Sade, acılı, yoğurt ve mevsim yeşillikli ve de susam ve peynirli çeşitleri mevcut. Hepsini denedim, bence en güzeli yoğurt ve mevsim yeşillikli olanı ama en zor bulunanı da o. Gereğinden fazla tuzlu ama dip sos ile tuzu nötralize edip şarap yanında ikram edebilirsiniz :)

13 Kasım 2010 Cumartesi

Şehrin Dansı!

Dame de Sion'dan servis arkadaşım, dünya tatlısı insan, blogunu bizimle paylaşmaya başladı. Adı üstünde, şehirdeki kültür - sanat etkinlikleri, azıcık moda tüyosu...vs. İzleyiniz, izlettiriniz :)
http://www.sehrindansi.blogspot.com/

CRAB SPRING ROLLS (YENGEÇ ETLİ ÇİN BÖREĞİ DE DİYEBİLİRİZ:))

Geçen Pazarki sushi maceramızdan bir hayli yengeç eti arttı (marketlerde satılan yengeç sticklerden). Derin dondurucudan bana bakıp duruyorlar. Salataya mı eklesem, üşenmeden bir sushi günü daha mı yapsam derken aklıma, Paris'teki Asian'da yediğimiz o muhteşem spring roll'lar düştü. Asian da ayrı bir konu hoş... Bunca kez Paris'e gidip de sadece bir kere gidebilmiş - o da tesadüfen, yokluktan - olmak da ayıp ayrıca... Neyse, Paris'e giderseniz şayet, Hotel George V'in tam karşısındaki bu süper mistik restaurantı mutlaka deneyin derim...
Yengeçlerle ne yapacağıma gelince...
Önce bahsettiğim yengeç etlerini incecik doğrayıp üzerine taze soğan ve azıcık tabasco sos ve belki bir - iki diş sarımsak ekleyeceğim. Hazırladığım bu içi, sigara böreğinden kalın, paçanga böreğinden biraz daha ince olacak şekilde hazır yufkaya sarıp nar gibi kızartacağım. Sonra da soya sosuna bandırıp yiyeceğim. Bakalım nasıl olacak, onu da denedikten sonra yazarım :)

10 Kasım 2010 Çarşamba

SUSHI :))

Haftasonu sushi yaptık! Nihayet! Kursa gittikten tam 2 yıl sonra, malzemeleri aldık, bir cesaret oturup yaptık. Sushico kendinden utansın, bize lastik gibi pirinçleri sushi diye yedirdiği için, o kadar diyebilirim. Tarifi bilahare yazacağım ama önce resimleri görebilirsiniz :)

5 Kasım 2010 Cuma

9 ece aksoy

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yer bence... Yılların Ece Aksoy'u, Kuruçeşme'nin yıllanmış Ece Bar'ının sahibesi, dünyalar tatlısı kadının, Asmalı'daki dünyalar güzeli mekanı... Küçücük, sıcacık, elegan ama snob değil, sade ama basit değil; bardağından süs kabaklarına, kurutulmuş ortancalarından tuğla duvarlarına, aydınlatmalarına kadar herşey ince ince düşünülmüş ama sanki düşünülmemiş de kendiliğinden olmuş... Yemekleri ise anlatılması en zor kısmı herhalde... Sadece zeytinyağlı tabağındakileri tatmak, yanına da bir şişe Buzbağ açtırıp keyif yapmak için bile gidilir. Zeytinyağlı balkabağı tabaktaki favorim. Sigaradan ince! sarılmış yaprak, cevizden daha küçük biber dolmaları, fava, asma yaprağına sarılmış kısır, ev yapımı ekmekleri muhteşem. Hele Onno patatesi (Onno Tunç'a ithafen) yerken herkesin birbirinin lokmalarını sayması :) Gidiniz, tadınız! Yanınızda sevdikleriniz de olsun. Bir kadehi de Ece'nin hiç boş kalmayan rakı kadehine kaldırınız :) Işıldayan yumuk gözleriyle selamlasın sizi... "Anlayana" bir mekan, anlarsınız siz :)
9eceaksoy
Asmalımescit Oteller Sokak No:9
Tepebaşı
Tel: 0212 245 76 28-41
Not: Rezervasyonsuz giderseniz kapıda kalma ihtimaliniz yüksek zira dolup taşmakta çoğu zaman ;)

2 Kasım 2010 Salı

TAVUK KEYFİ (MISIR SOSLU, KREMALI, TAVUKLU KREP)

Bilenler bilir, yıllar yıllar önce, Nişantaşı'nda, şu anda Den Café'nin olduğu yerde Café Keyif vardı ve gerçek bir fenomendi. Her Cuma ve Cumartesi istisnasız giderdik. O zamanlar, bu kadar mekan çeşitliliği yoktu ve herkes - gerçekten herkes - Keyif'e gelirdi; içi dışı dolup taşar, girmek için önünde kuyruk olurdu. Keyif'in en leziz spesyali ise Tavuk Keyfi'ydi. Enfes mısır soslu tavuklu krep... Bizler, Dame de Sion mezunu koca kazıklar olduktan, her birimiz iş güç sahibi olduktan, kimimiz evlenip çoluk çocuğa karıştıktan ve Keyif kapandıktan yıllar sonra bile Tavuk Keyfi için toplanmaktan vazgeçmedik. Buradan buyrun...

Malzemeler (3-4 kişilik)
Krep için:
2 yumurta
1 bardak süt
3 - 4 kaşık un
2 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı toz şeker
Pişirmek için tereyağı

İç malzeme için:
4 - 5 adet kalça şiş (küçük küpler halinde doğranmış)
2 çorba kaşığı zeytinyağı
Tuz
Karabiber

Sos için:
3 bardak (yaşlaşık 200 ml'lik 3 kutu) süt kreması
1 büyük kutu mısır konservesi
Karabiber

Süs için:
İncecik kıyılmış maydanoz

Hazırlanışı:
Krep malzemelerini blender ile pürüzsüz ve biraz sulu bir karışım elde edene kadar çırpın.
Yaklaşık 30 cm çapında teflon bir krep tavasına önce fındık kadar tereyağı sonra da küçük bir kepçe krep hamuru döküp hamuru tavaya yayın. Krep biraz harlı ateş ister ve çok hızlı pişer, dikkat! Her iki tarafı da piştikten sonra geri kalan hamura da aynı işlemi uygulayın. Toplamda 6 büyük krep elde edeceksiniz.

Bu arada, tavukları da 2 çorba kaşığı zeytinyağı ile önce suyunu salıp sonra yağına inene kadar soteleyin. Tuz ve karabiberi ilave edip ocaktan indirin.

Ayrı bir tencerede krema ve mısırları el blenderi ile çırpıp mısırlar parçalanıncaya kadar karıştırın. Ocağa koyup kısık ateşte 5 dk kaynamaya bırakın (tencerenin ağzı açık olsun).

Servis tabağına bir adet krep ve içine de arzu ettiğiniz kadar tavuk koyup, önce 2 yanı malzemenin üzerine getirip yukarı doğru sarın ve tabakta ters çevirdikten sonra üzerine bol miktarda sos ilave edin. İnce kıyılmış maydanoz ile süsleyip servis edin. İdealde kişi başına bir adet yeter gibi gözükse de kimse ikinciyi yemeden sofradan kalkmaz, hazırlığınızı ona göre yapın :)

1 Kasım 2010 Pazartesi

YENİ KEŞİF + KURUTULMUŞ DOMATES VE ZEYTİNİN UYUMU

Pazar günü sinema öncesi sushi mi İtalyan mı derken yeni bir restaurant olan Mirano'yu denemeye karar verdik. Ataköy Plus ve İstinye Park olmak üzere 2 şubeleri varmış İstanbul'da. Pizzası güzel, makarnaların tamamı ise ev yapımı, hatta hamura gözünüzün önünde şekil verdikleri supersonic bir makarna makinaları var ki saatlerce seyredebilirim :)

İtalyan restaurantlarında genelde ev yapımı ekmeğin yanında zeytinyağı, zeytinyağı + nar ekşisi, zeytinyağı + zeytin ezmesi gibi karışımlar sunarlar. Mirano'daki sunum ise çok farklı ve lezizdi. Hemen evde de denedim, çok lezzetli oldu :)

Malzemeler:
20 adet kurutulmuş domates (yarım saat sıcak suda bekletilmiş)
1,5 çorba kaşığı zeytin ezmesi ve ya 20-25 adet çekirdeği çıkarılmış siyah zeytin
Sızma zeytinyağı

Hazırlanışı:
Suda beklemiş ve yumuşamış domatesleri zeytinler ile birlikte rondoya koyup üzerine bir miktar sızma ekleyin ve karıştırın. Tam bir püreden ziyade daha dişe gelecek kadar parçalayın.
Aperitif kaselerine birer çorba kaşığı koyup üzerlerine tekrar sızma gezdirin.
Kızarmış ekmek ile servis edin.
...ve ya dörde bölünmüş tost ekmeklerinin üzerine sürerek kanepeler de hazırlayabilirsiniz, beyaz peynir ile nefis olur...

30 Ekim 2010 Cumartesi

VİŞNE LİKÖRÜ, NAM-I DİĞER ÇILGIN BAKİRE :)

Geç kaldım yazmakta ama olsun, bir dahaki yaza artık :)
Kulakları çınlasın, Semoş Teyze yapardı her yaz sonu; annem de yapar... Sırf kahve yanında bunu içmek için bize gelen arkadaşlarım bile var  bkz. Serra  :)
Malzemeleri proporsiyonel olaral arttırabilirsiniz, ben en minimum malzeme ile tarif edeceğim.

Malzemeler:
1/2 kg taze vişne
1 lt vodka (mümkün olan en iyisi)
3 - 4 çubuk tarçın
Turşu kavanozu :)

Hazırlanışı:
Kavanozun dibine yıkanmış, kurutulmuş vişneleri dizin (çekirdeklerini SAKIN ayıklamayın)
Üzerini geçecek kadar vodka ve çubuk tarçınları kavanoza atın.
Kavanozu sıkıca kapatıp karanlık bir yerde en az 2 ay unutun!

Sunum:
2 ayın sonunda shot ya da likör bardaklarında kahvenin yanında ikram edin.
Vişnelere de üzülmeyin, onları da kevgirden geçirip enn sevdiklerinize ikram edin, en lezzetli kısmı ne de olsa :)

SALATAYA SOS!

"Ne kadar zor olabilir ki, ben zaten salata sosunu hep böyle yaparım!" demeyin, bilmeyenler var...
3 - 4 diş dövülmüş sarımsak, sızma zeytinyağı, 1 çorba kaşığı nar ekşisi ve tuzu karıştırıp, roka, kıvırcık ve ya atomun üzerine dökün, emin olun sadece limon / sirke ve yağ döküp servis ettiğiniz bir salataya alacağınız tepkiden çok farklı tepkiler alacaksınız. Balzamik sirke, sarımsak ve sızma karışımı da aynı şekilde ama bu durumda nar ekşisiz... Sarımsak antisosyal bir sebze ama içine girdiği herşeyi ne kadar mükemmel yaptığı da bir gerçek :)

SEBZE ÇORBASI

Bu mevsime daha çok yakışan bir çorba olabilir mi? Ve de bu kadar kolay ve faydalı? Yapınız, içiniz, içiriniz!

Malzemeler (5-6 kişilik):
1 tavuk budu ve hatta kemikleri
1 minik kereviz
1 havuç
10 yaprak ıspanak
1 sap pırasa
1 küçük patates
3-4 tutam arpa şehriye
1 tatlı kaşığı tereyağı
Tuz

Hazırlanışı:
Tavuk budu (derisiyle beraber) ve kemikleri  su ve tuz ile pişene kadar kaynatın. Burada amaç tavuk suyu elde etmek.
Tüm sebzeleri rondodan geçirin.
Bir tencerede kızdırdığınız yağda sebzeleri soteleyin; içinde patates olduğundan nişastasını bırakıp tencereye yapışmaya meyledecektir, karıştırın, patates çorbaya kıvam vermesi açısından önemlidir.
Sote sebzelerin üzerine tavuk suyunu ilave edip pişmeye bırakın.
10 dk sonra şehriyeleri ve bir bardak kadar daha sıcak suyu ilave edin; ve tabii tuz da.
Dilerseniz tavuk etlerini derisinden ayırıp, incecik kıydıktan sonra çorbaya ilave edin ya da kediye verin :) Kediniz varsa, haşlanma esnasında mutfakta bekliyordur nasılsa :))
Şehriyelerin dişe gelmesiyle birlikte çorba da pişmiş demektir.
Gerekli olmamakla beraber biraz karabiber de yakışır...

LASAGNA BOLOGNESE (BİLDİĞİMİZ LAZANYA :))

O kadar sık duyar oldum ki evli arkadaşlarımın "bu akşam ne pişirsek?" dediklerini... Zor, tahmin edebiliyorum... Biz kanaatkar kadınlar, bir gece önceden kalanları ısıtıp yiyebilecekken, erkekler dünkü yemeğe itibar etmiyor maalesef... Hafta sonu vakti olup, deep freeze'e yemek atmak isteyenlere biraz eziyetli de olsa leziz bir tarif, yanına bir salatayla misafir bile ağırlanır ;)

Malzemeler (4 kişi rahat doyar):
12 - 15 yaprak lazanya (Barilla mümkünse, yoklukta Pasta Villa da olur)
400 gr kıyma
1 soğan
1 iri havuç
3 diş sarımsak
3 diş karanfil
2 domates rendesi
Kereviz sapı ( 3 sap yeter de artar)
1 tatlı kaşığı biber salçası
Riviera
Tuz, şeker

Beşamel için:
Tereyağı
Riviera
Un
Süt
Karabiber

Üzeri için rende kaşar ya da ne peynir varsa :)

Hazırlanışı:
Küp soğanları, 3 yemek kaşığı rivierada soteleyin. Hafif yumuşamaya başlayınca kıymayı ilave edin. Kıymanın rengi dönmeye başladığında rondoda çektiğiniz havucu ve sarımsağı ilave edin ve kavurmaya devam edin. Tuz, karanfil, 1 çay kaşığı şeker ve biber saçası ile 1 dk kavurduktan sonra rende domatesi ve ince kıyılmış kereviz yapraklarını ilave edin, ateşi kısın ve kapağı kapatıp pişmeye bırakın.
Beşamel sosa başlayın:
1 çorba kaşığı tereyağı, 2 - 3 çorba kaşığı rivierayı kızdırıp 3 çorba kaşığı unu ilave edin; un hafif kavrulunca yaklaşık 750 ml "soğuk" sütü ilave edin ve muhallebi pişirir gibi karıştırarak pişirin. Beşamel sos koyulaşmaya yakın tuz ve karabiber ilave edin. Beşamel sosunuz normale göre daha sıvı olmalı zira artık lazanyalar eskisi gibi haşlanmıyorlar, kutudan çıktığı gibi tepsiye diziliyorlar o kaskatı halleriyle ve sanıyorsunuz ki hiç yumuşamayacaklar, oysa enfes oluyorlar :) Ben işi garantiye almak ve sosu daha sıvı hale getirmek için, ocaktan aldıktan sonra biraz çırpıyorum mixer ile.
Bütün malzemeler hazır...
Dikdörtgen ve ya kare bir tepsinin dibine beşamel sostan az bir miktar dökün - tepsi yağlar gibi -  Üzerine paketten çıktığı haliyle lazanyaları dizin. Üzerine bir miktar kıymalı iç ve bir miktar beşamel sos. Bu malzemelerle yaklaşık 5 kat olana kadar aynı şekilde dizmeye devam edin. En üstte bir kat lazanya ve onun üzerinde beşamel sos kalacak. Bunların üzerine de rende peynir ilave edin. O makarnalar hala yumuşamayacak gibi gözüküyor değil mi? :) Yarım saat sabredip fırına verin (180 derece iyidir). Ya da tam soğuyunca dondurucunuza atın. Piştiğini peynirlerin altın renginden anlayacaksınız. Afiyet olsun ;)

28 Ekim 2010 Perşembe

MARGARİNİ HAYATIMIZDAN ÇIKARTSAK DİYORUM!

Bir yemeğin başına gelebilecek en kötü şey herhalde, margarin... Doymuş/doymamış yağ hikayesi, kalorisi azaltılmış/azaltılmamış çeşidi, zeytinyağlısı...vs diye kandırmayalım kendimizi, kötü işte... Vücuda verdiği zarar da değil derdim, korkunç kokusu ve lezzeti! Mis gibi tereyağının, dünyanın en güzel zeytinyağlarının üretildiği bir ülkede margarinle yemek yapmak ayıp değil mi? Ben kimlere zeytinyağlı sıcak yemek yedirmiş insanım, sokmayın mutfağınıza kuzum :)

DOLMA YAPMAKTAN KORKMAYIN :)

Yeşil biber, sarı biber, kırmızı biber, kabak, domates gibi tüm sebzelerden yapacağınız dolmalar için süper pratik bir iç... Gurbette olan, yalnız yaşayan ve henüz sevgili yapmış olan kuzularım, buyurunuz efem :)
Not: Bu ölçüden yaklaşık 13 - 15 dolma çıkıyor.
Malzemeler (tamamı çiğden karıştırılacak)
300 gram yağsız dana kıyma
1 küçük çay bardağı baldo pirinç (Jasmine falan kullanıp fantazi yapmayın)
10-12 sap ince kıyılmış taze soğan
1 demet ince kıyılmış maydanoz (çok gibi geliyor kulağa ama değil) -kabak dolduracaksanız bolca dereotu -
1 çorba kaşığı biber salçası
1 iri domates rendesi
1 çorba kaşığı tereyağı (oda sıcaklığında)
2-3 çorba kaşığı Riviera zeytinyağı
Tuz
Sos için:
Tereyağı, Riviera zeytinyağı, salça ve 1 domates rendesi (yukarıdaki malzemelere ilave olarak)

Hazırlanışı:
Tüm malzemeleri köfte yoğurur gibi iyice karıştırın.
Biber, domates, kabağı bu malzeme ile silme doldurun.
Tencerede tereyağı ve zeytinyağını kızdırın, içine salça ve domatesi ilave edip soteleyin. Bu sosun üzerine dolmaları, açık ağızları birbirine bakacak şekilde dizin. Bir çay bardağı sıcak suyu ilave edip kapağını kapatın ve kısık ateşte pişmeye bırakın. Pirinçler şişip, sebzeler yumuşadığında ocağı kapatabilirsiniz.

PATATESLİ KEK / EKMEK (AYSUN & NİLÜ'DEN)

Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvı yağ
3 orta boy patates (haşlanıp küp doğranmış)
3 ince sap pırasa (ince kıyılmış)
Dereotu & maydanoz (sevdiğiniz kadar)
Tuz, karabiber, 1 tutam kuru nane
Aldığı kadar un (ve ya Sade KekUn karışımı)
Kabartma tozu
Üzeri için bol susam

Hazırlanışı:
Yumurtalardan 2 tanesini tam, birinin sadece beyazını (sarısı kekin üzeri için saklanacak), yoğurt ve sıvı yağ ile homojen bir karışım elde edene kadar mikser ile çırpın. Unu kabartma tozu ile birlikte eleyerek karışıma ilave edin (Kekun kullanacaksanız kabartma tozuna gerek olmayacak). Karışım kek kıvamına gelince tüm sebzeleri, ince kıyılmış maydanoz, dereotu, tuz, karabiber ve naneyi ilave edin. Şekil için kek kalıbı ve ya 30 cm çapında bir tepsi kullanabilirsiniz -ben tepsiye pişirme kağıdı yayıp keki üzerine dökmeyi tercih ediyorum-
Kek karışımının üzerine ayırdığımız yumurta sarısını bir fırça yardımı ile sürüp üzerini kaplayacak şekilde susam serpin. 170 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar pişirin. Fırından çıkardıktan sonra karelere bölüp servis edebilirsiniz. Yemek öncesi zeytinyağı ile aperitif olarak servis edebileceğiniz bir ekmek ve ya beş çayının tuzlu ikramı olabilir. Bon appétit!

18 Ekim 2010 Pazartesi

ÇENGELKÖY AYRANI

Geçenlerde Kanyon'daki Sosa'ya gittim. Beraber gittiğim arkadaşım, mönüdeki Çengelköy ayranından sipariş etti ve bana da tatmam için ısrar etti. Tek kelimeyle enfesti. Tabii haftasonu mutfağa girildi ve aynısından yapılıp evdekilere tattırıldı. Buradan buyrun...
Yoğurt, su ve tuz koyu bir ayran kıvamına gelirken blenderın içine birkaç salatalık ve birkaç tutam nane atılıyor, hazır olan ayranı tel süzgeçten geçirip servis ediyorsunuz, bu kadar kolay. Yaz mevsiminde -taze nane yaprağıyla süslü olarak -  limonataya alternatif, şık ve sağlıklı bir ikram...

3 Haziran 2010 Perşembe

Ev yapımı Donutlarım, Çikolatalı Cupcakelerim, enfes zeytinyağlılarım var...

...var ama yazmaya vaktim yok, vakitten de öte hevesim, isteğim, yaşama sevincim yok galiba bu aralar... Terapi amaçlı bir sürü denemem, hepsinin de fotoğrafları (bile) var aslında... yaz zeytinyağlılarında master's degree, Ayhan Sicimoğlu usulü ev limonatasında doktora yaptım bu uzun arada :) bu haftasonu kendimi eve kapatıp toparlayayım buraları değil mi?

26 Nisan 2010 Pazartesi

SÜSLÜ YAZ

Bu ara çok fazla moda blogu okuyorum. Yemek yapmanın yanında keyfimi yerine getiren şeylerden biri de güzel kıyafetler, ayakkabılar ve aksesuarlar; hatta bu ara yemek yapmaktan bile fazla keyif veriyor diyebilirim. Bu yaz enteresan bir yaz olacak benim için. Uzun yıllardır cesaret edip giyemediğim pek çok parçayı bu yaz mecburen giyeceğim. Göğüs altında biten kalem etekler, şalvarlar, bol ve baskılı t-shirtler... Bu yaz çatal görmeyeceğiz kısaca :))
Bu yaz en sevdiğim trend farklı desenleri birbiri ile kombinlemek olacak gibi duruyor. Geçen yaz doyamadığım jelly ayakkabılarıma -Melissa Austria - belki renkli jelly babetler eklerim. Bir tane de Pioki çanta istiyorum ama bu yaşta tuhaf mı olur diye de düşünüyorum bir yandan. Dantel bu sene de var ve ben şahane bir etek beğendim bile.

Asla ve asla yapmayacağım şey ise tahta topuklu sabo giymek herhalde ama büyük konuşmuyorum yine de :)

Bu arada Bilstore ve Twist'teki herşeyin benim olmasını istiyorum!

15 Nisan 2010 Perşembe

Eve bahar gelmiş! :))

Soru: Eve bahar geldiği nereden anlaşılır?
Cevap: Akşam eve geldiğinde çilek reçeli kaynatılmıştır. Evin en küçük hücreleri bile çilek kokar, işte oradan :))

:)


Döndüm...

Döndüm Paris'ten, pek keyifsizdi bu sefer, ben ya çok sevdiklerimle olmalıyım orada ya da tek başıma... Böyle yarı iş yarı dert gidilmiyormuş yani gidilmemeliymiş. Neyse döndüm işte... Bol düşünmeli bir seyahatti, "kendimi seveyim" dedim bir kez daha, inatçı ve obsesif değil, sadece şahsiyetli olduğum için gurur duydum kendimle... Ejderha Dövmeli Kız'ı okumaya başladım, gerçekten de, dedikleri gibi, bitirmek için 2 gün bir otel odasına kapanmak lazım...
Yeme-içme yazıyordum değil mi ben buraya? İnsanın keyfi olmayınca iştahı da olmuyor, yani ben üzüntüsünü/sıkıntısını yemekten çıkaranlardan değilim. Pino'da carpaccio yedim ama pizza yiyemedim, Diep'te rice noodle yedim sadece ve sadece, macaron yalan oldu... Çarşamba öğle yemeğinde de lunch box ikram edildi ama itiraf ediyorum hayatımda hiç böyle bir lunch box görmemiştim, resim çekemedim, utandım doğal olarak :) Benim yediğimde karides ve buğdaylı bulgur pilavı, avokado soslu domatesli enteresan ama süper leziz bir zeytinyağlı, peynir tabağı, 2 çeşit ekmek ve meyve salatası vardı. Bir de ana yemeğin ördek olduğu versiyon vardı ki ben ördeği her yerde yiyemediğim için tercih etmedim. Enfes bir kırmızı şarap ikram ettiler ki öğlenin o saatinde pek de güzel geldi. Hava güzeldi neyse ki, güneşe yürüdüm bol bol...

9 Nisan 2010 Cuma

Brigitte Bardot

"Ben aslında kadına dönüşmüş bir kediyim." demiş :))

7 Nisan 2010 Çarşamba

PARIS! Oh la la :))

Haftaya Paris'e gideceğimi dün hatırladım :) Ve hatta 13 müydü 14 müydü diye düşündüm durdum, sabah ilk iş biletime baktım, 13'ünde gidiyormuşum. Sadece 1 gece kalacağım ama 13'ü tüm gün benim, 14'ünde ise tüm gün toplantı... Alışveriş yapmayacağım, yani kendini kaybetmece yok bu sefer ve fakat "yaşasın yemek yemek!" diyerek atacağım kendimi sokaklara. Maalesef sadece 1 öğle ve 1 akşam yemeğinde özgürüm, keşke bir akşamüstüm daha olsaydı :(
13 öğle yemeğini eğer Champs Elysées'ye gidersem Pizza Pino'da yerim herhalde; önden bir carpaccio, arkadan 4 peynirli pizza, küçük kırmızı şarap. Yok eğer Etienne Marcel tarafına gidersem de Hoki'de en büyük sushi tabağından söyleyeceğim :) Akşama kadar non stop yürüyüp acıkmam lazım zira akşam Diep'te çan çin çon yapılacak. Bu sefer macaronları Ladurée'den alacağım (umarım), yetişebilirsem...

26 Mart 2010 Cuma

ZENUSHKA'NIN "SANGRIA"SI

Sabah güneşe uyandım, kafamda Nick Cave çalıyor: "Just a Perfect Day"... "...drink Sangria in the park..." diye söylerken kendi kendime, Zeyno'nun (http://www.zenushka.blogspot.com/) sangriası geldi aklıma. Haftasonu da geldi madem, e o zaman toplaşıp sangria içilsin :)

Malzemeler:
1 lt kırmızı şarap (Dikmen ve ya Kayra Cumartesi bu iş için ideal)
Cappy %100 Elma
Cappy %100 Portakal
Cappy Karışık Meyve
Çubuk tarçın (yoksa toz da olur, olmaz aslında ama olsun bakalım)
2 Elma (yeşil sert sulu olanlardan)
2 portakal
3 mandalina
Evde varsa kivi, mango, ananas da koyulabilir ama şart değil.

Hazırlanışı:
Büyük bir punch kasesine kırmızı şarabın tamamını dökün.
Elmaları kabuklarını soymadan küp küp doğrayın.
Portakalları ve mandalinaları soyup onları da küp küp doğrayın (varsa diğer meyveleri de aynı şekilde).
Tüm meyveleri şarabın içine 2 - 3 parça çubuk tarçınla beraber atın.
Meyve sularından 2'şer su bardağını da bu karışıma ekleyin.
Sangrianın tadına bakın, şarap da meyve suyu da çok baskın olmamalı, kararını damak tadınıza göre ayarlayın. Servis etmeden 40-45 dakika kadar bekleyin ki hem şarap havalansın hem de tüm meyvelerin tadı şaraba geçsin. Cheers!

25 Mart 2010 Perşembe

NACHOS

Pazar günü maç var, evde maç daveti vereceklere birayla ikram edecekleri bir nachos tarifi.

Malzemeler:
1 büyük paket Doritos (peynirli)
Sos için:
2 kaşık zeytinyağı
3 iri domates
1 baş kuru soğan
1 diş sarımsak
İnce kıyılmış birkaç dal maydonoz (isteğe göre)
Acısso / Tabasco sos
Jalopeno biber turşusu (15 - 20 dilim)
Meksika fasulyesi (konserve olarak tüm marketlerde var)
150 gr rende taze kaşar peyniri

Hazırlanışı:
Normalde tüm sos malzemelerini robottan geçirmek de mümkün ama ben bıçakla doğramanızı tavsiye ederim :)
Domateslerin kabuklarını soyup küçük küpler halinde doğrayın.
Soğan ve sarımsağı da çok ince kıyın.
Tencereye yağı koyup biraz ısınınca önce soğan ve sarımsağı hafif kavurup ardından küp domatesleri ilave edin. Acıya dayanıklılığınıza göre tabasco sosu ve meksika fasulyelerini de ekleyin. Tencerenin kapağı açık olarak suyu çekilene ve yağına inene kadar pişirin. Ocak kapandıktan sonra çok ince kıyılmış maydonozları ilave edin ve soğumaya bırakın.
Bir fırın kabına mısır gevreklerini koyduktan sonra üzerlerine jalopeno biberleri gelişigüzel serpin. Sosun soğuduğundan ve ya bir hayli ılındığından emin olduktan sonra mısır gevreklerinin üzerine dökün. En son rende kaşarı da ilave ettikten sonra, önceden ısıtılmış 250 derece fırında 5-7 dakika pişirip üzerinin kızarması için ızgara konumuna getirip 1-2 dakika daha fırında tutun ve çıkartıp sıcak olarak servis edin.

Servis önerisi: Nachos porsiyonlara bölünecek bir aperitif değildir, herkes aynı fırın kabından ya da servis tabağından yiyecek mecburen :) Yeni Tekel Birasını da şiddetle tavsiye ederim. İyi olan kazansın!

LİKÖRLÜ BADEMLİ BİSKÜVİ PASTASI

Yemek yapmayı seven herkes hayatında en az bir kez denemiştir bisküvi pastası yapmayı diye düşünüyorum, evdeki malzemelerle yapılabilecek süper leziz bir tatlıdır. Bu da ona annemle kattığımız yorum :)

Malzemeler:
1 paket pötibör bisküvi
1 paket 80 gr bitter çikolata
1 çorba kaşığı kakao
50 gr tereyağı
1 yumurta
2 çorba kaşığı toz şeker (arttırılabilir)
3 çorba kaşığı badem likörü
2 çorba kaşığı süt
File badem
Yağlı kağıt

Hazırlanışı:
Bisküvileri un haline getirmeden küçük parçalar halinde kırın.
Bitter çikolatayı benmari usulü ertin.
Küçük bir tencerenin içinde tereyağını ertin ve içine toz şeker ve kakaoyu ilave edin, şeker eriyince tencereyi ocaktan alıp ılınmaya bırakın.
Ilık karışımın içine 1 yumurtayı katıp çırpma teliyle çırpın.
Daha sonra 2 çorba kaşığı sütü, likörü ve erimiş çikolatayı ekleyin.
Sıvı karışım ve bisküvileri iyice karıştırın (bisküvileri ezmeden).
Pastayı yağlı kağıda dökün ve elinizle şekil verin; istediğiniz şekli almaya yakın kağıdı açıp pastanın etrafına file bademleri serpin ve tekrar kapatın, son şeklini verin.
10 dk derin dondurucuda, 1 saat kadar da buzdolabında bekletip dilimleyerek servis edebilirsiniz.

KIZARTMADAN KABAK KIZARTMA

Kabak kızartmasına bayılırım ama hep üç-beş tane alırım tabağıma, kızartma olduğu için... Halbuki o kadar lezzetli bir garnitürdür ki, neden neredeyse 0 kalorisi olan kabağı kızartarak bu kadar günahkar bir yemek haline getirirler anlamam. Formül basit, lezzet garanti :)

Malzemeler:

4 adet orta boy kabak
1-2 çorba kaşığı riviera zeytinyağı
Karabiber
Tuz ve ya sebzeli çeşni

Hazırlanışı:

Kabakları 0,5 cm kalınlığında yuvarlak kesin.
Bir karıştırma kabında, zeytinyağı, karabiber ve tuz ve ya sebzeli çeşni ile karıştırın.
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye gelişigüzel dizin.
250 derecelik fırında üzerleri kızarıncaya kadar pişirin.
Üzerine sarımsaklı ve ya sarımsaksız yoğurt koyarak servis edin.

Bu kadar basit ve leziz!

Yemeklerimin resimleri

Yemeklerimin resimlerini elbette koyacağım, böyle eksik kalıyor farkındayım ama internetimdeki problem sebebiyle ancak önümüzdeki hafta ekleyebileceğim...

15 Mart 2010 Pazartesi

FOCACCIA (İtalyan pidesi)

Bu haftasonu yaptım, harika oldular, herkes bayıldı :)
Malzemeler:
500 gr tam buğday unu (Söke kullandım ben)
1 paket Dr Oetker instant maya
1 tatlı kaşığı tuz
1 çorba kaşığı bal ve ya şeker (bal olsa daha iyi olur)
Kıvamına gelecek kadar su

Çeşni için:
Önceden ılık suda bekletilmiş 8 - 10 adet kurutulmuş domates
Yarım kuru soğan
10 - 12 adet siyah zeytin ve ya dilimlenmiş konserve siyah zeytin.
Sızma zeytinyağı
1 avuç irmik

Hazırlanışı:
Un, instant maya ve tuzu bir kaba birlikte eleyin.
Balı ekleyin ve elinizin dayanacağı ısıdaki ılık suyu yavaş yavaş ilave edip ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun (hamuru çok sert tutmayın).
Hamurun üzerini kapatıp ılık bir yerde (kalorifer yanı gibi) 1 saat ve hatta vaktiniz varsa daha fazla mayalanmaya bırakın. Ne kadar uzun mayalanırsa o kadar güzel olur.
Mayalanan hamuru 2 eşit parçaya bölün.
Bu arada fırın tepsisine yağlı kağıt serip bir miktar irimik serpiştirin.
İlk parçayı yumuşamış ve küp küp kesilmiş kurutulmuş domates ve 2 çorba kaşığı kadar sızma zeytinyağı ile harmanlayıp fırın tepsisine pide şeklinde yerleştirin.
İkinci parçaya ise iri küpler halinde kesilmiş soğan, siyah zeytin ve 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı ile harmanlayıp fırın tepsisine pide şeklinde yerleştirin.
Bu pidelerin üzerine de bir miktar irmik serpin.
250 derece fırında kızarana kadar pişirin ve ılık servis edin.

Sızma zeytinyağı, zeytin ezmesi ve ya labne peynir ile nefis oluyor :)

12 Mart 2010 Cuma

KREMALI BALKABAĞI ÇORBASI


Hava hala çok soğukken ve balkabağı son demlerini yaşarken bu haftasonu denemeniz için sıcacık ve enfes bir çorba tarifi. Balkabağını sadece tatlı olarak tüketen biz Türkler için biraz Avrupalı ama enfes bir lezzet.

Malzemeler:

4 iri parça balkabağı (300 gr kadar)
1 iri kuru soğan
1 orta boy patates
Sebzeli çeşni (ben Knorr kullanıyorum) - şart değil elbette -
Su
200 ml (bir küçük kutu) süt kreması - Tercihen Pınar ve ya SEK (Tikveşli'nin kıvamı daha yoğun olmakla birlikte içinde çok fazla katkı maddesi var maalesef). Krema oldukça yağlı bir ürün olduğundan ekstra tereyağı koymanız gerekmeyecek.
Karabiber
Tuz

Hazırlanışı:

Balkabaklarını ve patatesleri küçük küpler halinde doğrayın.
1 büyük kuru soğanı gelişigüzel 4 - 6 parçaya bölün. Bu malzemeleri düdüklü tencereye koyup üzerini geçecek kadar su ekleyin ve kapatıp orta ateşteki ocağa koyun. Tencerenin düdüğü ötünce ocağı en kısık ateşe getirip 20 dk pişirin. 20 dk sonunda ocağı kapatıp tencereyi ılınmaya bırakın (çok aceleniz varsa soğuk musluğun altında bir süre bekletin). Tencereyi açıp, pişen malzemeleri el blenderi ile pürüzsüz bir karışım elde edene kadar karıştırın. (Ben bu aşamada çorbamı normal bir tencereye alıp devam ediyorum.) Tencereyi orta ateşteki ocağa alın ve içine tuz ihtiyacınıza göre sebzeli çeşni (tuz yerine geçer) ve ya tuz ilave edin ve de bolca karabiber. Balkabağı diğer sebzelerden daha tatlı olduğundan tuzu ve karabiberi diğer sebzelere oranla daha fazla tolere eder. Süt kremasını ilave ettikten sonra çorbanız dilediğiniz kıvama gelene kadar sıcak su da ilave edebilirsiniz. Bu şekilde bir taşım daha kaynatıp servis edin.
Not: Bu çorbaya bir küçük kereviz de ilave edebilirsiniz.




Merhaba!




En sonunda benim de bir blogum oldu :) Hem de yapmayı en sevdiğim şeyi / şeyleri paylaşabileceğim... Esas konumuz yemek; benim yapmayı ve yemeği sevdiklerim, yeni denediklerim, dışarıda sevdiğim ve evde de denediklerim, uydurduklarım, duyduklarım...


Benim ölçülerim genelde 3-4 kişilik olacak zira hemen hemen hiçbir zaman 10 kişilik sofralar kurmuyorum ama bu tariflere göre ölçüler istenildiği gibi x 2, x3 olarak katlanabilir. Belirli bir mutfağımız yok, Türk, İtalyan, Çin, Japon, Meksika... sevdiğim tüm mutfaklardan yapabildiğim tarifleri paylaşacağım. Benim mutfağımda sushi de olacak bulgur pilavı da :) Pratik bilgiler, deneyip memnun kaldığım ürünler, bulunmaz malzemeleri nerelerden nasıl temin ederiz...vs bilgilerini de paylaşıyor olacağım.


Yemeğin yanında, belki biraz süs-püs de konuşuruz duruma göre :)


Bon appétit!