28 Ağustos 2011 Pazar

MERMER KEK (MARBLE CAKE)

Uçak yemeklerinden hiç hazetmem, özellikle DO&CO'nun yurtdışı uçuşlarda servis ettiği o vıcık vıcık yemeklerden (elma püreli yoğurdu ve panna cotta'sı hariç). Yazın başında AtlasJet'in marble cake'ini istedik şehirlerarası bir uçuşta, tek kelimeyle enfesti; ve o kek benim aklıma düştü. O dokuyu nasıl tuttururum diye araştırmaya başladım. Hani küçükken yediğimiz şeffaf mini poşetteki Eti Kek gibi olan tat ve dokuyu. Bu zamana kadar her türlü kombinasyonu denemiştim, yumurta sayısı, süt, yoğurt, yağ & su karışımı...etc. Herşeyden önce o lezzeti tutturmak sıvı yağ ile olmuyormuş, mutlaka ve mutlaka tereyağı kullanılmalıymış, hem de azımsanmayacak bir miktarda. Ve bir de bizde bulunmayan butter milk. Muadili nedir diye ararken Café Fernando'nun bunun yerine Kefir kullandığını öğrendim ve Martha Stewart'ın tarifiyle kefiri kombine ederek süper bir kek pişirdim.

Malzemeler (ölçek su bardağı):
Bir ölçü şeker (çok tatlı sevenler 1,5 kullanabilir)
125 gr yumuşamış tereyağı (1 küçük paket yani)
200 ml kefir (ya da bulabiliyorsanız butter milk)
4 yumurta
2 ölçü un
1 paket kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 çimdik tuz

Hazırlanışı:
Şeker ve tereyağını krema kıvamına gelinceye kadar çırpın. Önce kol kuvveti sonra mixer ile. Ardından yumurtaları birer birer bu karışıma ekleyin. Un, kabartma tozu ve vanilyayı da eleyerek kek hamuru kıvamına gelene kadar çırpın. Daha sonra bu hamuru ikiye bölün ve kakao koyacağınız hamura 2 yemek kaşığı su ve kakaoyu ilave edin. Dikdörtgen bir kalıba (yağlanmış ve ya yağlı kağıt serilmiş) sırayla birer kaşık yanyana koyun, üst sıraya ise ters sıralamayla aynı işlemi yapın. Bir chopstick ve ya kürdan yardımıyla bu karışımın içinde derinlemesine zigzaglar çizin. Önceden ısıtılmış 170 derece fırına verin ve kabarınca ısıyı 150 dereceye düşürün ve içinin de iyice pişmesini / çekmesini sağlayın. Ilınınca ve ya soğuyunca da kalıptan çıkartın.
Bu tarifi ve ölçüleri her türlü kekte kullanabilirsiniz. Limonlu, havuçlu, elmalı, tarçın&cevizli...

1 Mart 2011 Salı

Hala blog yazabiliyor muyum ona bakıp çıkıcam :S

Bu tuhaf ülkede blog yazmak da yasaklar arasına girdi nihayet... Takıntılı vaziyette söylediğim birşey var hep; Persepolis'i bir kerecik olsun seyredin, nereye gidiyoruz görün diye... Ve bana hep derler ki "yok, o kadar da değil!"... Bakın bakalım o kadar mı değil mi? Yemek tarifi vermek yerine, kitap tavsiyesi vereyim bu sefer. Hamdi Koç'un "İyi Dilekler Ülkesi"ni okuyun. Eminim kendinizin zaman zaman aynı ruh hali içinde olduğunuzu göreceksiniz... Olur da blog komple imha olursa kalın sağlıcakla... N.

22 Ocak 2011 Cumartesi

EV ERİŞTESİ

Öncelikle, siz siz olun 2 yumurtadan erişte / makarna yapmaya kalkmayın, ancak kendiniz doyarsınız ya da yaptığınız erişte, en fazla 2 kişilik garnitür olur. Bir de ön not olarak, bu hamurdan sadece erişte değil her türlü taze makarna olur; mesela iyi bir mantarlı ve ya ıspanaklı iç ile şahane bir ravioli yapabilirsiniz.

Malzemeler (dersimi aldım, malzemeyi arttırarak tarif edeceğim):
4 yumurta
Un
Tuz

Hazırlanışı:
Yumurtaları derin bir kaba kırın. Üzerine 1 tatlı kaşığı tuz ilave edin. Aldığı kadar un ile (yavaş yavaş ilave edin lütfen) ne sert ne yumuşak bir hamur olana kadar yoğurun. Bu hamura sakın su falan ilave etmeyin; tutmadığı yerde yumurta ve ya un ekleyin. Elinize yapışmayacak kıvama geldiğinde, hamuru yuvarlayıp nemli bir tülbente sarıp buzdolabına atın ve sabrınız yettiğince bekleyin; minimum 1 saat, fazla olursa ne ala... Kıvama gelmiş hamuru benim gibi makarna aletiniz varsa onunla yoksa merdane yarımı ile açın. Tabii hamuru önce 2 ve ya 3 parçaya bölün ki iş kolaylaşsın. Hamur ne çok ince ne de çok kalın olmalı. Aleti olanlar diledikleri gibi ya spagetti ya da erişte aparatı ile kesebilir; elde açanlar ise canları ne şekil isterse verebilir. Normalde hazır olan erişteleri biraz unlayıp dondurucuya atarım ama bu sefer 100 derecede 1 saat kadar kuruttum, sonra da teflon tavada hafif renkleri dönünceye kadar soteledim (yağsız). Neticede kuruduğundan tam emin olamadığım için yine dondurucuya attım. Pişireceğiniz zaman, makarna gibi hazırlayıp lor peyniri ve kavrulmuş ceviz ve pek tabii sızma zeytinyağı ile servis edebilirsiniz. Parmesan ve ya eski kaşar da pek yakışır... Bu da Cumartesi eğlencesi :)

11 Ocak 2011 Salı

EVDE OLMAK - HELLİM PEYNİRLİ POĞAÇA

Evdeyim koca bir hafta... Evde olunca, yatıp yuvarlanmanın yanında mutfağa gidiyor insanın aklı (benim gidiyor en azından). Benim evde olmamdan mütevellit annem de sürekli "ne pişirsek?" moodunda... Dr. Oetker'in Yılbaşı Kurabiyesi'nden Kavala Kurabiyesi yaptı mesela, cevizli ve kuru kayısılı, ben yemem (tatlıyla aram yok, hiç olmadı) ama tadına baktım, şahane... Ben de akşam akşam "hamur mayalamalıyım" diyerek mutfağa girdim ansızın :) Kıbrıs'tan gelen hellimler de düşmüştü aklıma nicedir. Uyduruk tarif ama lezizzz :)

Malzemeler (max. 10 poğaça çıkar, ona göre arttırın derim)
Hamur için:
3 bardak tam buğday unu
1 çorba kaşığı sirke (üzüm sirkesi tercih sebebi ama evde yoktu, elma sirkesi koydum)
1 tatlı kaşığı esmer şeker
1 çay kaşığı tuz
1 paket instant maya
1 yumurta (akı ve sarısı ayrılmış; akı hamura, sarısı poğaçanın üzerine)
2-3 çorba kaşığı zeytinyağı
Ilık (elinizin dayanacağı sıcaklıkta) su

İç malzeme:
Hellim peyniri (ve ya her tür, ısıya nispeten dayanıklı peynir olur)
Maydanoz ve ya taze/kuru fesleğen

Hazırlanışı:
Önce un, şeker, tuz ve mayayı, yani tüm kuru malzemeleri bir kapta karıştırın. Daha sonra, su dışındaki ıslak malzemeleri bu karışıma ekleyin ve hamurun aldığı kadar ılık suyla yoğurun. Hamuru nispeten gevşek tutmak lazım ki daha sonra maya aktive olabilsin. Su fazla kaçarsa un, un fazla kaçarsa su eklemek serbest,
abartmamak kaydıyla. Bu arada, bilgi olarak, şeker ve ılık su mayalanmayı kolaylaştırır, sirke ise daha gevrek bir hamur olmasını sağlar, ben her türlü hamura 1 kaşık sirke mutlaka koyarım. Ele yapışmayacak bir hamur elde ettiğinizde, kabın üzerini nemli bir bezle kapatıp, ılık bir ortamda 1 saat mayalanmaya bırakın. Loş ve hatta karanlık bir ortam, kalorifer yanı ideal. Bir de mayayı devamlı kontrol ederek küstürmeyin, unutun gitsin :) Mayalanmaya bıraktığınız hamur, sizin bıraktığınızın 2 misli olduğunda mayalamayı başarmışsınız demektir. Tenis topu büyüklüğünde hamur toplarını biraz zeytinyağı ile yoğurup, dilediğiniz şekli verin ve içini dilediğinizce doldurun. Üzerlerine yumurta sarısı sürün, şart olmamakla birlikte susam ve çörek otu ile süsleyin (çörek otunun faydaları saymakla bitmez). Belki bir 10 dakika daha tepsi mayasının gelmesini bekleyin ve 180 - 200 derece fırında pişirin. E piştiğini anlarsınız :)
Not: Hamura 1 tatlı kaşığı mahlep eklerseniz de tadından yenmez ;)